ABD’nin ticaret açığı Trump veya Biden ile ilgili değil – Dünya Ticaret Örgütü ile ilgili
2024 seçim sezonu ısındığında, ABD’nin 785 milyar dolarlık ticaret açığı sıcak bir konu olacak. Ancak Trump veya Biden yönetimlerini suçlamak kolaydır, asıl suçlu Dünya Ticaret Örgütü’dür. Bu kurum, uluslararası ticaret için adil bir oyun alanı oluşturmayı amaçlayan şekliyle yerine, ticaret dengemizin iyileştirilmesine engel olmuştur.
WTO’nun kurulmasından bu yana, dengeleri ABD aleyhine sallamıştır. Kongre 1994 yılında girişimizi onayladı, ve 2000 yılı itibarıyla, ticaret açığımız GSYİH’nin bir yüzdesi olarak ikiye katlandı. Sonra, başka bir kaderli karar aldık: Çin’e Dünya Ticaret Örgütü’ne katılımı sırasında Kalıcı Normalleştirilmiş Ticaret İlişkileri statüsünü tanımak. Bu, Çin’in her yıl Kongre incelemesinden muaf tutulmasını sağlar, bununla ticaret açıklarımızı azaltmamıza yardımcı olacağı beklentisi vardı. Ancak, Donald Trump 2017’de göreve gelmeden önce ticaret açığımız yüzde 40 daha arttı.
WTO, açıklarımızın tek nedeni değildir, ancak en büyük olanıdır. Küresel ticaret için kurallara dayalı bir mekanizmaya ihtiyacımız var, ancak mevcut sistem uzaktan adil değil. WTO’nun kusurları belirgin ve kalıcıdır.
En büyük sorunlardan biri, “gelişmekte olan ülke” statüsünün kendi kendini ilan etmesidir, bu durum ülkelerin özel ticari avantajlar elde etmesine izin verir. Bu tanımlama için kesin kriterler yoktur, Çin dahil WTO üyelerinin yüzde sekseni, dünyanın ikinci en büyük ekonomisi olan Çin’in de aralarında olduğu bu statüyü iddia eder. Sonuç olarak, ABD, ticaret açıklarının en büyük kaynağı olan Çin’e ticari tavizler vermek zorunda kalır. Bu, özellikle Çin’in kişi başına net değerinin Hindistan gibi gerçekten gelişmekte olan ülkelerin çok üzerinde olmasında anlamsızdır.
Müzakerecilerimiz bunca zaman önce bu şartları kabul etti, ancak o zaman doğru olan şimdi çok büyük problemler yaratmaktadır. ABD, diğer WTO üyelerine kalıcı tavizler sunar, bu ise çift taraflı ticaret anlaşmaları müzakere etme yeteneğimizi kısıtlar. Diğer ülkeler neden zaten kendilerini lehlerine olan bir anlaşma ile uğraşsınlar ki? Bu, neden Meksika gibi ülkelere kıyasla ABD’nin neden bu kadar az çift taraflı ticaret anlaşması olduğunun nedenidir.
WTO’nun anlaşmazlık çözüm süreci, ABD’nin zarar gördüğü bir başka alan. Paneller, olumlu ticaret dengesine sahip ülkelere değil, tarafsız yargıçlara eğilir. ABD, tüm WTO davalarının dörtte birinde davalı olmuş ve bu davaların yüzde 90’ını kaybetmiştir. En büyük ticaret açığı olan ABD’nin uluslararası ticaret yasalarının en büyük ihlal ettiği şeklinde iddia edilmesi saçmadır.